Beş farklı, kısa ve özgün koreografiyi yansıtan şov baştan sona distopik bir havada dinamizm kazanıyor. Her biri adeta dansla icra edilen bir ayin havasında. Çağdaş dansın estetik yansımaları sahneyi devinimleriyle dolduran genç sanatkarların performanslarıyla izleyenleri karşılarken program; Alper Marangoz’un Koz, Chiara Giorda’nın Kelam, Ferhat Güneş’in Daima, Huri Murphy’nin Neva ve Canberk Yıldız’ın Parti çalışmalarından oluşuyor.
ÖZGÜN BİR İŞ
Gösteri birinci olarak karanlıkla başlıyor. Dansçıların ağlara örülmüş maskelerle sahneye gelişleri bir sıkışmışlık izlenimi uyandırıyor. Bu maskelerden sıyrılışa tanıklıkla kaosa ve derinliklere iniliyor. Maskelerin duyumsattığı pürüzlerin devamı bayanların ayaklanmasına evriliyor. Şov rengârenk bir beraberlik ve bütünlük bildirisiyle sonlanıyor. “Yeni Hayat”, her ne kadar karanlık bir düzlemde kurgulansa da sahnede renkli kumaşlarla hazırlanan dekoru, o distopik alana ferahlık katarken kimi koreografilerde dansa eklenen, sanatkarların sayıklama gibisi seslerini hafifletiyor.
Işığın ve müziğin ehemmiyetinin altını çizmek gerek. Dansçıların bilhassa kısımların sonlarında toplu olarak ışığa yönelişleri birlik ve beraberlik betimlemesi olarak çok manalıydı. Sanatkarların salondaki çıkış kapısını kullanmaları, seyircilerin ortasında dolaşmaları, bazen seyirciye direkt olarak ışığın verilmesi de işin özgün niteliğini gösteriyor. Bunun yanında karanlıktan çıkışta ışığın, “umudu” canlandırdığı reaksiyonlardan anlaşılıyordu. Seyirci de alkışlarıyla ışıkta Taner Aydın’a, müzikte Onur Seçki’ye haklarını teslim etti.